28-30 Nisan tarihlerinde Antalya’da düzenlenen Swipeline Summit 2025, teknoloji dünyasının kalbinin attığı, enerjisi yüksek bir buluşma noktası oldu. Sahnesine çıkan şirketler ve anlatılan hikâyelerle etkinlik, sadece kod satırları ve pazar paylarından ibaret olmadığını; aynı zamanda kültür, vizyon ve cesaret üzerine kurulu bir ekosistemin filizlendiğini gözler önüne serdi. Yapay zekadan girişimciliğe, yatırımcı ilişkilerinden paranın geleceğine kadar uzanan başlıklarda paylaşılan her içgörü, Türkiye’nin teknoloji alanında nasıl bir gelecek inşa etmeye çalıştığının somut bir kanıtıydı.
Bu yazı, etkinlikte sahne alan öncü markaların paylaştığı çarpıcı verileri, ilham veren vizyonları ve en önemlisi, yeni nesil girişimciliğe dair verdikleri güçlü mesajları sizler için bir araya getiriyor.
Akbank LAB: Bir Bankadan Öte, Bir İnovasyon Merkezi
Etkinliğin açılışını yapan Akbank LAB, daha ilk dakikada iddiasını ortaya koydu: "Finansı baştan yazmak istiyoruz." Bu sadece bir slogan değil, somut adımlarla desteklenen bir stratejiydi:
- Son 9 yılda tam 46 girişimle POC (Proof of Concept) denemesi yapıtılar, bunların 22'si başarıyla üretime geçmiş. Bu, fikir aşamasından gerçek ürüne geçişteki dikkate değer bir başarı oranı.
- Şu anda 7 yeni girişimle aktif iş birlikleri yürütüyorlar, yani inovasyon ateşi sürekli canlı tutuluyor.
- İç girişimcilik programı Akbank Plus, bugüne kadar 4 yeni girişimi hayata geçirdi ve bu girişimlere toplamda 2 milyon dolar yatırım yaptı. Banka içinden çıkan fikirlerin desteklenmesi, kurum kültürü açısından önemli bir gösterge.
- Belki de en çarpıcı nokta: Denemelere %60 başarısızlık hakkı tanıyorlar. Bu, "yeniden dene, vazgeçme" kültürünün sadece bir ilke değil, bilinçli bir inovasyon stratejisi olduğunu gösteriyor. Hata yapma özgürlüğü, gerçek ilerlemenin anahtarı olarak görülüyor.
Akbank LAB'ın sergilediği bu proaktif ve cesur inovasyon yaklaşımıyla, gelecekte oyun ve uygulama sektöründe de öncülük edeceğine inanıyoruz!
Codeway: Mobil Dünyanın Sessiz Devi
Codeway sahneye çıktığında, yapay zekaya dair net bir mesaj verdi: “Yapay zeka, son kullanıcı için büyük kelimeler değil; pratik fayda demek.” Bu pragmatik yaklaşımla sadece 5 yıl gibi kısa bir sürede ulaştıkları nokta etkileyici:
- 60’tan fazla mobil uygulama geliştirdiler.
- Codeway içerisinde yapay zeka merkezli uygulamaları, diğerlerine göre 5 kat daha fazla gelir getiriyor; bu da AI'ın ticari başarısını somut bir şekilde ortaya koyuyor.
- Özellikle Retake uygulamaları, kullanıcıdan öğrenerek fotoğrafları optimize ediyor ve bu alanda 2 milyar dolarlık devasa bir pazarda liderliği hedefliyorlar.
- Başarılarının arkasındaki kültürü ise üç temel üzerine inşa ediyorlar: “Merak bir pusula (Curiosity as a compass), Güven bir yapıştırıcı (Trust as a glue), Tutku ise yakıt (Passion as a fuel).” Bu formül, insan odaklı yaklaşımlarını özetliyor.
Codeway’in hikayesinde, 2022 yılında AI’a odaklanma kararı almaları önemli bir dönüm noktası. Bu dönüşümde sergiledikleri stratejik çevikliğin etkisi açıkça görülüyor. Bu stratejik çeviklikte, şirketin daha önce hiç yatırım almadan farklı finans araçları ve yönetiminin ne kadar iyi kullanıldığını gösteriyor.
Rollic: Oyunun Kurallarını Yeniden Yazanlar
Mobil oyun dünyasının devlerinden Rollic, önemli bir stratejik dönüşümün içinde. Eskiden büyük ölçüde reklam gelirlerine dayalı olan hyper-casual modelinden, hibrit (reklam + oyun içi satın alma) gelir modeline geçiyorlar. Bu, oyuncu bağlılığını ve gelir çeşitliliğini artırmaya yönelik bilinçli bir adım. Color Block Jam örneği üzerinden bu değişimi şöyle anlattılar:
- Gelirlerinin %80’i artık uygulama içi satışlardan geliyor. Bu, oyuncuların oyuna değer verdiğini ve harcama yapmaya istekli olduğunu gösteriyor.
- Oyuncu deneyimi, artık birkaç dakikalık değil, haftalarca sürecek derinlikte tasarlanıyor.
- Level design kullanıcı psikolojisinde kritik bir rol oynuyor; oyuncuyu sıkmadan, sürekli motive ederek oyunda tutmayı hedefliyorlar.
- Yapay zeka kullanımı konusunda ise henüz yaratıcı oyun tasarımı yapabilen bir AI olmadığını belirtiyorlar. AI'ı daha çok kreatif üretimini (reklam görselleri vb.) hızlandırmak ve veri analizini derinleştirme tarafında kullandıklarından bahsettiler.
Rollic'in Color Block Jam gibi projelerle yakaladığı başarı ve buna bağlı kısa dönemde ciddi gelir-gider hacmi artışı, stüdyoların böylesi hızlı büyüme anlarında neden ani finansmana ihtiyaç duyulabildiğini ve finansmana hızlı erişimin ne kadar kritik olduğunu da gösteren somut bir örnek oldu.
Popcorn: Girişimci ve Yatırımcıların Samimi Yüzleşmesi
Etkinliğin en içten ve filtresiz oturumlarından biri, yatırımcılarla girişimcileri buluşturan Popcorn AMA (Ask Me Anything) idi. Sorular net, cevaplar samimiydi. Akılda kalan bazı önemli mesajlar şunlardı:
- “Girişimci, yatırımcının değil; kendi girişiminin en büyük yatırımcısıdır.” Bu söz, tutkunun ve adanmışlığın önemini vurguluyor.
- Fon bulmak, her zaman şirketin mükemmel olmasıyla ilgili değil; doğru fonu tanımak ve doğru zamanda doğru hikayeyi anlatmakla ilgili. Stratejik uyum, finansal destek kadar kritik.
- “AI olmayan girişimlere yatırım yapmam” gibi keskin ifadeler kullanan VC’ler varsa, bunlar genellikle çok niş alanlara odaklanmış oyunculardır; pazarın genelini yansıtmazlar.
- Belki de en düşündürücü olanı: “Sadece başlama cesareti değil, bazen bitirme cesareti de gerekir.” Başarısızlığı kabul etmek ve yola devam etmek de girişimciliğin bir parçası.
Oturum, girişimcilik serüveninin sadece parlak fikirlerden ibaret olmadığını, strateji, doğru finansman kaynaklarına erişim ve hatta zor kararları alabilme cesareti gerektirdiğini bir kez daha hatırlattı.
LEUS: Beklemek Bitiyor, Büyüme Hızlanıyor
Tam da finansman ve büyümenin konuşulduğu sırada, kurucumuz Halil İbrahim Özdemir sahneye çıkarak mobil ekosistemin en büyük sıkıntılarından birine dikkat çekti: “Hızlı ve doğru finansman”. Mobil oyun ve uygulama geliştiren ekiplerin gelirlerine geç ulaşması ve esnek olmayan finansman modelleri, büyümelerinin önündeki en büyük engellerden biri.
Bu soruna çözüm olarak Swipeline Summit 2025’te, “The End of Waiting for Cash Flow: A New Dawn for App and Gaming Financing” başlıklı sunumumuzu gerçekleştirdik. LEUS'un sunduğu temel değerler şunlar:
- Performansa dayalı, hisse kaybı yaratmayan, hızlı sermaye: Kurucuların şirket kontrolünü kaybetmeden büyümelerini sağlıyoruz.
- 2–3 gün gibi kısa bir sürede platform ve reklam gelirlerine erişim: Nakit akışını hızlandırarak pazarlama ve operasyonel gücü artırıyoruz.
- Tamamen dijital, teminatsız, kurucu-dostu süreçler: Hızlı ve şeffaf bir finansman modeli sunuyoruz.
- AI destekli ROAS, LTV tahminleri ve sektör benchmark'ları: Veriye dayalı kararlar almanız için içgörüler sağlıyoruz.
LEUS olarak, Türkiye gibi mobil odaklı büyüyen dinamik bir pazarda, oyun stüdyolarının ve uygulama geliştiricilerinin beklemeye değil, hızlanmaya ihtiyacı olduğunu vurgulandık. Özellikle yeni geliştirdiğimiz ROAS temelli finansman modeliyle, büyüme süreçlerine gerçek anlamda hız ve esneklik kazandıracağımıza inanıyoruz.
Sunumumuzun sonunda mesajımız netti:
LEUS ile beklemek tarihe karışıyor. Gelir, hız ve strateji artık sizin kontrolünüzde.
Figopara ile Yapay Zeka: Büyü Değil, Doğru Kullanılan Bir Araç
Figopara kurucusu Koray Gültekin Bahar’in yapay zeka hakkındaki gerçekçi tespitleri oldukça dikkat çekiciydi. Gültekin, AI'ın potansiyelini kabul ederken, sınırlamalarına karşı da uyardı: “AI her şeyi biliyormuş gibi davranıyor ama bazen uyduruyor.” Yapay zekayla haşır neşir olan herkesin tebessümle onaylayacağı bu tespit, durumun trajikomik bir özeti gibiydi. Bu nedenle şu prensiplerin altını çizdi:
- Doğrulama Şart: AI çıktılarının mutlaka farklı modellerle veya yöntemlerle doğrulanması gerekiyor. Tek bir modele körü körüne güvenmek büyük risk taşıyor.
- Veri = Anlam (Ama Dikkat!): "Veri varsa anlam var" mottosu geçerli olsa da, anlamsız veya kalitesiz verinin sadece gürültü olduğu unutulmamalı. Verinin kalitesi ve doğru yorumlanması, AI'ın etkinliği için temel koşul.
İşte bu gerçekçi ilkeler doğrultusunda Figopara, yapay zekayı somut iş sonuçlarına dönüştürüyor:
- Pratik Uygulama: Şirket, 4.5 TB boyutundaki veriyle beslediği sistemleriyle; ödeme riskini tahmin etme, temsilcilerin performansını değerlendirme ve potansiyel müşterilere doğru ürünleri önerme gibi kritik iş süreçlerinde değerli içgörüler üretiyor. Burada verinin önemini net bir şekilde görebiliyoruz!
Koray Gültekin Bahar, sunumunda ayrıca yapay zekanın geleceğine dair çarpıcı bir öngörü de paylaştı: “Zero UI”, yani arayüz kullanmadan, sadece konuşarak sistemlerle etkileşim kurma dönemi artık uzak bir gelecek değil; adeta kapıda bekleyen bir devrim.
Clave: Paranın Yeni Tanımı ve İnternet Parası
Parayla kurduğumuz ilişki kökten bir dönüşümden geçiyor ve Clave, bu dönüşümün öncülerinden olmayı hedefliyor. Sahnedeki mesajları bu iddianın altını çiziyordu: “İnternet parası dönemi başladı.” Peki, Clave'in vizyonuna göre geleceğin, yani internetin parası nasıl olmalı?
- Tam Kontrol Kullanıcıda: Merkeziyetsiz yapısıyla kontrol tamamen size ait olmalı.
- Sınır Tanımayan Hız: Her yere saniyeler içinde, kolayca ulaşabilmeli.
- Minimum Maliyet: İşlem ücretleri sıfıra yakın, herkes için erişilebilir olmalı.
İşte Clave, tam da bu ihtiyaçlara yanıt veren bir çözüm sunuyor: blockchain tabanlı ve biyometrik güvenlikli akıllı hesaplar. Kullanıcı adıyla kolayca para gönderip almayı ve bunu Clave kart ile dilediğiniz yerde harcayabilmeyi sağlayan bu sistem, gündelik finansal işlemleri çok daha basit ve erişilebilir kılmayı amaçlıyor.
MCP: Yapay Zeka İçin Evrensel Bir Soket Geliyor
Etkinliğin teknik açıdan en heyecan verici sunumlarından biri, AgentiPy’in kurucusu Bertuğ Oymak’ın gerçekleştirdiği Model Context Protocol (MCP) sunumuydu. Oymak, günümüz yapay zeka uygulamalarının önemli bir sıkıntısına dikkat çekti: Bugün bir AI modelinin farklı bir servise (örneğin bir takvim uygulamasına veya e-ticaret sitesine) bağlanması, her servisin kendine özgü yapısı nedeniyle karmaşık ve özel entegrasyonlar gerektiriyor. Bu durum, AI yeteneklerinin farklı platformlarda kullanılmasını zorlaştırıyor ve yavaşlatıyor.
İşte Oymak'ın sunduğu MCP, tam da bu entegrasyon karmaşasını ortadan kaldırmayı hedefleyen standart bir protokol önerisi. Bu yaklaşım, LEUS olarak kendi otomasyon süreçlerimizde yapay zeka entegrasyonlarında standartlaşmaya duyduğumuz ihtiyacı ve bunun potansiyel faydalarını bizzat deneyimlediğimiz için bizim adımıza ayrıca değerliydi. AgentiPy'nin çizdiği vizyon, bu alandaki gözlemlerimizi doğrular nitelikteydi.
Peki MCP ne vaat ediyor?
- Tek Entegrasyon, Çoklu Yetenek: AI ajanı, MCP standardı üzerinden yapılacak tek bir entegrasyonla 200'den fazla farklı aksiyonu (randevu alma, ürün arama vb.) anlayıp gerçekleştirebilecek.
- Kolay Otomasyon: “Zap to Zap” gibi görsel arayüzler sayesinde, işletmeler kod yazmadan kendi AI otomasyonlarını kolayca kurabilecek.
- Evrensel Bağlantı (USB-C Misali): Tıpkı farklı cihazları tek bir USB-C portuna bağlayabilmek gibi, MCP de yapay zekanın farklı servislerle konuşabilmesi için standart bir veri soketi olmayı hedefliyor. Bu, AI ekosistemi için devrim niteliğinde bir gelişme olabilir.
Yapay Zeka Çağında Liderlik: Deneyim, Sezgi ve Teknoloji Dengesi
Etkinliğin ufuk açıcı anlarından biri de, Genwise’in kurucusu Tuğrul Ağırbaş ve Uludağ İçecek’in CEO’su Levent Kömür’ün sahnede gerçekleştirdiği samimi ve içgörü dolu sohbetiydi. Üst düzey yöneticilerin yapay zekayı yalnızca teknolojik bir araç değil, bir düşünce ortağı olarak nasıl konumlandırdıklarını gösteren bu diyalogda şu değerli noktalar öne çıktı:
- Yapay Zeka rakip değil, düşünce ortağı: Yapay zekanın asıl değerinin, bilineni hızlandırmaktan çok, akla gelmeyeni düşündürme potansiyelinde yattığı vurgulandı. Yani YZ, stratejik düşünceyi tetikleyen bir fikir ortağı olarak konumlandırıldı.
- Veriyle düşünmek: Yapar Zeka’nın muazzam hafıza kapasitesi ve veriyle ilişki kurma becerisi sayesinde, yöneticilerin insan zihninin doğal sınırlamalarını aşarak daha geniş ve derin perspektiflerle düşünebildiği belirtildi.
- Araçlar değişir, liderliğin özü kalır: Dijital dönüşümle birlikte yöntemler ve araçlar değişse de, iş dünyasında anlam yaratma, vizyon belirleme ve insanlara liderlik etme gibi temel kavramların geçerliliğini koruduğu vurgulandı.
- Liderlik ünvan değil, etkidir: Gerçek liderliğin statü veya “sıfat” ile değil, yaratılan “etki” ile tanımlandığı ifade edildi. Bu yeni çağda da sahiciliğin ve insan merkezli yaklaşımların önemini kaybetmediği, konuşmanın ana mesajlarındandı.
Bu yaklaşım, günümüz liderlerinin yapay zekayı sadece operasyonel verimlilik için değil, aynı zamanda daha derin düşünsel süreçlerde bir kaldıraç olarak gördüklerini ve insan odaklı liderlik anlayışını teknolojiyle dengeli bir şekilde harmanlamaya çalıştıklarını ortaya koydu.
Son Söz: Cesaret, Teknoloji ve Yeni Oyun Kurucular
Swipeline Summit 2025, Türkiye'deki girişimcilik ekosisteminin artık sadece parlak fikirler aşamasını geride bıraktığını; ölçeklenebilir ürünler, yetkin ekipler, sağlam stratejiler ve bilinçli bir şirket kültürü inşa etme noktasına ulaştığını bize net bir şekilde gösterdi. Sahnede sadece "büyümek" fiili değil; nasıl, kiminle ve en önemlisi hangi değeri yaratarak büyümenin hedeflendiği konuşuluyordu. Bu, şüphesiz ekosistemin olgunlaştığının ve kendine daha fazla güvendiğinin önemli bir işaretiydi.
Ve tüm bu vizyonların, stratejilerin, başarı ve hatta başarısızlık hikayelerinin damıtıldığı nokta, zirvenin ruhunu özetleyen şu basit ama güçlü eylem döngüsüydü:
"Hayal et. Test et. Doğrula. Büyüt. Yeniden başla."
Evet, Türkiye'nin teknoloji sahnesinde yeni ve iddialı hikâyeler, işte bu cesaret, azim ve sürekli deneme döngüsüyle yazılıyor."